ABD ve Çin’in ardından Japonya’da da Tasavvuf Araştırmaları Merkezi kuruldu. TÜRKKAD ve Kerim Vakfı’nın girişimleri ile Japonya’nın Kyoto Üniversitesi’nde kurulan Kenan Rifai Tasavvuf Araştırmaları Merkezi’nin başına gelen Prof. Yasushi Tonaga: “Mistisizm ilgimi çekiyor” diyor.
– Siz kendinizi tasavvufun neresinde tanımlıyorsunuz?
– Tasavvuf düşüncesiyle yakından ilgileniyorum ama sadece İslam tasavvufuyla değil, genel olarak mistisizm ile yani dünyada bilinen her türlü mistisizm ilgimi çekiyor. Bu yeni açmış olduğumuz merkezde de çeşitli mistisizm trendlerinin karşılaştırması üzerine bir çalışma yapmak istiyorum, sadece sufizmle değil, aynı zamanda İslam sufizmi ile Budist mistisizm karşılaştırması mesela…
– Japonya’da İslamofobi Avrupa ya da Amerika’ya nazaran çok yüksek değil. Zaten Japonların İslam hakkındaki genel bigileri de düşük. Zaten ben birkaç çeşit İslam olduğunu düşünüyorum. Biri çok terör odaklı radikal İslam. Ama Türkiye’deki geleneksel İslam bu tarz bir İslam’dan çok farklı. Çünkü sufizm ve tarikat geleneğiyle ilgili bu durum. Zaten bu merkezde sufizme dayalı Türk İslam örneğiyle İslam’ın asıl yüzünü göstermek istiyorum. Merkezimizde genel Japon toplumunu İslam’ın diğer yüzü, yani sufi İslamı hakkında bilgilendirmeyi başarabilirsek, onlar da böylelikle İslamı farklı bir ışık altında görmüş olup İslam’ın güncel imajını değiştirecektir.
– Öğrencilerinizi tasavvuf araştırmalarıyla ilgili nasıl yönlendiriyorsunuz?
– Her yıl bir ya da iki öğrenci seçerim tasavvuf araştırmaları için… Bunlardan bazıları Arap tasavvufu bazıları da İran tasavvufuyla ilgileniyor. Son zamanlarda öğrencilerimin yarısı Türk tasavvufuyla ilgileniyor. Her sene öğrencilerim birkaç ay hatta bazen birkaç sene Türkiye’de bulunuyorlar. Burada gerek alan çalışmalarını yürütüyorlar ya da zamanlarını kütüphanelerde ve arşivlerin arasında geçiriyorlar.
– Japon halkının tasavvufa ilgisi var. Arabistan’daki İslam ve Türkiye’deki arasında büyük farklar var. Onun kökeninde tasavvuf var. Japonya’da mistisizm geleneği var. Japonlara tasavvuf düşüncesi çok yakın. Gelecekte ise Kyoto’nun tasavvuf çalışmaları alanında Asya ve Uzakdoğu için bir merkez haline dönüşmesini istiyorum. Merkezimizin Uzakdoğu ile Ortadoğu arasında köprü görevini görmesini istiyoruz. O yüzden öğrencilerimin çoğunu sufizm araştırmaları için Türkiye’ye göndermek istiyorum, yalnızca modern Türkiye’de tasavvufu değil aynı zamanda Osmanlı dönemi tasavvufu konusunda araştırma yapmaları için. Ayrıca Türk öğrencileri ile akademisyenlerin de Kyoto Üniversitesi’ne gelip seminer vermeleri ya da okumaları için başımızın üstünde yerleri vardır.